SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’Z-ZEKAT

<< 704 >>

باب: من أمر خادمه بالصدقة ولم يناول بنفسه.

17.Kendisi Vermeyip Hizmetçiye Sadaka Vermesi İçin Emir Vermek

 

-وقال أبو موسى، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (هو أحد المتصدقين).

Ebu Musa r.a. Hz. Nebi'in, "O, sadaka veren iki kişiden biridir" buyurduğunu nakletmîştir.

 

حدثنا عثمان بن أبي شيبة: حدثنا جرير، عن منصور، عن شقيق، عن مسروق، عن عائشة رضي الله عنها قالت: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (إذا أنفقت المرأة من طعام بيتها، غير مفسدة، كان لها أجرها بما أنفقت، ولزوجها أجره بما كسب، وللخازن مثل ذلك، لا ينقص بعضهم أجر بعض شيئا).

 

[-1425-] Aişe r.anha'dan nakledildiğine göre Resûl-İ Ekrem Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kadın, evin yiyeceğinden; aile huzurunu kaçırmadan ve israfa kaçmadan infak ettiği zaman kendisi, infak sevabını; kocası da o yiyeceği kazanmış olmanın sevabını alır. Malı koruyan kişi de aynı sevabı alır. Bir kişinin aldığı sevap diğerinin aldığını eksiltmez.

 

Tekrar: 1437, 1439, 1440, 1441, 2065

 

 

AÇIKLAMA:     ‘‘Kendisi vermeyip, hizmetçiye sadaka vermesi için emreden kimse" konusuyla ilgili Zeyn İbnü'l-Müneyyir şöyle demiştir: "Kendisi vermeyip" ifadesi, böyle bir davranışın da "bağışlanabilir" olduğuna işaret etmek için kullanılmıştır.

 

Bir önceki konu başlığında "sağ eli ile (bizzat) verilen sadaka"dan söz edil­mişti. Bu, her ne kadar bizzat vermek daha evla olsa da, sadakanın, başkası aracılığıyla verilmesine engel teşkil etmez.

 

İbn Reşîd şöyle demiştir: Buharî, konu başlığı ile yukarıdaki hadisin baş­lıktaki gibi yorumlanması gerektiğine dikkat çekmiştir. Çünkü malı koruyan, hizmetçi ve ev’in hanımı, her üçü de emanetçi durumunda olup mal sahibinin, açık ya da örfün belirlediği genel veya özel izni bulunmadıkça malda tasarruf yetkileri yoktur. Yedi konu sonra bu konu ele alınacaktır.